Zemheri'nin 1. Bölümünde; Firuze ve Ayaz... İki güzel yürek, iki aile yükü taşıyan çocuk. Kaderin bir araya getirdiği yollarını saf, tertemiz aşklarıyla döşemektir tek dertleri. Taşımak zorunda oldukları yükleri, birbirlerine duydukları sevgiden aldıkları güçle omuzlarlar. Tüm bu zorlukların içinde küçücük, kendilerine ait bir geleceğin umudunu yeşertiler. Ta ki kader fikrini değiştirip yolundan dönene kadar… Ayaz öyle bir yol ayrımında kalır ki; merkezinde Firuze’nin taht kurduğu hayatından, hayallerinden, geleceğinden vazgeçmek zorunda kalır. Kalbini istemese de Berrak’a teslim eder. Bu feda annesi uğrunadır. Ancak arkasında acı ve hayal kırıklığı içinde bıraktığı Firuze’nin yüreği taşlaşır. İlk ve son defa inanmıştır, artık kalbinin kapıları inanmaya sonsuza dek kapalıdır. Fakat hayat yine bildiği gibi yazar hikâyeyi, bir kördüğüm noktasında denk getirir herkesi. Firuze babasının suçsuzluğunu ispatlamak her şeyini ortaya koyduğu anda beklemediği bir sınavdan geçmek zorunda kalır. Kalbini kıran adamı, babasının özgürlüğü için mücadele etmek zorunda kalacağı Ertan’ın yanında bulur. Hayat bu dörtlü çıkmazda Firuze’ye ne getirecektir?