Sevcan'la Lezzet Yolunda başlıyor!

Güncelleme: 11 Nisan 2021 Pazar, 16:15:10

Sevcan Orhan, Show TV izleyicileriyle buluşacak olan "Sevcan'la Lezzet Yolunda" ve kendisi hakkında Habertürk'e açıklamalarda bulundu.

Ülkemizin 7 bölgesinin geleneksel lezzetlerinin, kültürel ve doğal güzelliklerinin, insan hikâyelerinin izleyiciyle buluşacağı "Sevcan'la Lezzet Yolunda", Show TV ekranlarında başlıyor.
Halk müziğinin çok sevilen sesi Sevcan Orhan'ın Edirne'den Kars'a, Trabzon'dan Hatay'a Türkiye'nin her köşesini adım adım dolaşacağı, şehirlerin tarihi hakkında bilgiler vereceği, spor aktivitelerine katılacağı ve yöre insanlarının evine konuk olup hem onların hem de yöresel yemeklerinin hikâyelerini dinleyeceği "Sevcan'la Lezzet Yolunda", yarından itibaren hafta içi her gün saat 13'te Show TV'de.

Sevcan Orhan, Show TV izleyicileriyle buluşacak olan "Sevcan'la Lezzet Yolunda" ve kendisi hakkında Habertürk'e açıklamalarda bulundu.

'SAKLI CENNETLERİ DE İZLETMEK İSTİYORUZ'

"Sevcan'la Lezzet Yolunda" ile izleyicilere neler sunmayı hedeflediniz?

Bu programla izleyicilerimize ülkemizin hem bilinen hem de saklı kalmış lezzetlerini tanıtırken yurdumuzun saklı cennetlerini de izletmek istiyoruz. Toplum olarak son yıllarda yaşadığımız yabancılaşmanın aslında birbirimizi tam olarak tanımamaktan doğduğunu düşünüyorum. Ülkemiz, çok çeşitli ve oldukça farklı kültürlerin bir arada barış içinde yaşayabildiği bir ülke. Bu farklılığın ister istemez pratiğe de yansıdığını düşünüyorum. Biz de "Sevcan'la Lezzet Yolunda" programıyla bu farklılıkları insanımıza göstermek için küçük ama kıymetli bir adım atacağız. Bunu farklı lezzetleri tanıtarak yapacak olmamız da yemek yemeyi seven biri olarak beni ayrıca heyecanlandırıyor.

'HEM ÖĞRENMEK HEM DE ÖĞRENDİĞİMİ GÖSTEREBİLMEK İÇİN BİR FIRSAT'

"Sevcan'la Lezzet Yolunda"nın hangi özellikleri sizi teklifi kabul etmeye yönlendirdi?

Âşık Mahzuni Şerif "Kendini bilmeyen, halkı ne bilsin" diyor... Ben de bu terbiyeyle yetişmiş biri olarak bir yolculuktayım. Bu yol, hem kendimi hem insanları yani halkı tanımak içindir diye düşüyorum. İnsanın ancak öğrendikçe gerçek manada gelişeceğine inanıyorum. Bu program bana teklif edildiğinde bunu hem öğrenmek hem de öğrendiğimi gösterebilmek için bir fırsat olarak gördüm. 'Yaşadım' diyebilmek için ufak da olsa iz bırakmak gerek. Bu yüzden buradayım.

'ÖNÜMÜZE SON DERECE ÇEŞİTLİ VE ZENGİN İÇERİK SUNUYOR'

Çekim yapacağınız yöreleri seçerken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz?

Konu lezzet olduğunda ülkemiz, önümüze son derece çeşitli ve zengin içerik sunuyor. Elinizi attığınız her yerde karşınıza bir güzellik muhakkak çıkıyor. Bizim ana kriterimiz bu çeşitliliği herkese göstermek. Dolayısıyla mümkün olduğu kadar çok kültürü ve lezzeti halkımıza gösterebilmek için tüm ülkeyi dolaşacağız.

'ÜLKEMİZE BİRÇOK DOĞAL GÜZELLİK BAHŞEDİLMİŞ'

Lezzet yolculuğu merkezli programınızda bölgelerimizin başka hangi özelliklerinin altını çizeceksiniz?

Bizler muhteşem bir coğrafyanın çocuklarıyız. Ülkemize birçok doğal güzellik bahşedilmiş. Biz de çıktığımız bu lezzet yolculuğunda gittiğimiz bölgelerin doğal güzelliklerini, mirasını, dokusunu ve en önemlisi insanını, kültürünü öğrenmeye çalışacağız. Bu öğrendiklerimizi izleyicilerimize de aktarabilirsek ne mutlu bize.

'HEPSİ İNSANA DAİR'

Çekimlere henüz yeni başladınız ama programın çekimleri esnasında karşınıza çıkan en ilginç yaşam hikâyesi ne oldu?

Her şehir ve hatta her insan bir hikâye aslında. Bu, her zaman anlatılmak zorunda da değildir. Hakkını vererek baktığınız her şeyin hikâyesi size kendiliğinden sunulur. "Sevcan'la Lezzet Yolunda" programının çekimleri için inanılmaz yoğun çalışıyoruz. Her gün başka bir il ve onlarca insanla karşılaşıyorum. İnanın tek başına tabiat bile o ilin sevincini, dramını, huzurunu, kederini anlatmaya yetiyor bazen. Tabii insanlar için de bu böyle. Şu ana kadar gezdiğim her ilde omuzlarımın üstüne birçok hayat hikâyesini aldım. Her biri biricik. Çünkü hepsi insana dair. Birini alıp öne koymayı diğerlerine haksızlık sayıyorum. Bu yüzden hepsini içimde tutmayı tercih ederim.

'AKLIMA İLK ÖNCE ETLİ YAPRAK SARMA GELİYOR'

Yemekle ilginizin ne ölçüde olduğunu söyleyebilirsiniz? En sevdiğiniz ve en iyi yaptığınız yemekler hangileridir?

İşim sebebiyle çok fazla şehir gezdim, çok fazla mutfak tanıdım. Halkımızın misafirperverliğinden ve benim kimseyi kıramama özelliğimden dolayı çoğu zaman yememem gerektiği kadar çok yemek yemek zorunda kaldım, kalıyorum. Dolayısıyla yemekle oldukça ilgiliyim. İşimden fırsat bulduğum zamanlarda özenerek yemek yapmaya bayılırım. Yemek kadar sunum da benim için oldukça önemli. Bu yüzden misafir ağırlamayı da çok seviyorum. En sevdiğim yemeğe gelince... Dünya mutfağı ve ülkemizin yöresel mutfaklarını deneyimlemiş biri olarak bu soru bana ne zaman sorulsa aklıma ilk önce etli yaprak sarma geliyor.

'HER YEMEĞİN BİR YAKIŞANI VARDIR'

Sizce lezzetli bir yemeğin olmazsa olmaz malzemeleri nelerdir?

Her yemeğin bir yakışanı vardır. Herhangi bir malzemede ısrar etmek yemeğin tadını bozabilir. Bu nedenle bir yemeğin olmazsa olmazı o yemeği tarifine uygun yani olması gerektiği gibi yapmaktır.

'İLGİNÇ YAPAN ŞEY PİŞİRİLİŞ ŞEKLİ VEYA SUNUMU OLABİLİR'

Bugüne kadar tattığınız en ilginç yemek hangisi oldu?

Yemeği ilginç yapan şey malzemesi, pişiriliş şekli veya sunumu olabilir. Böyle baktığımızda bana en ilginç gelen Tayland mutfağı oldu. Tabii pek bana göre olmadığını da söylemeliyim.

'HALKIMIZIN KALBİNDE SARSILMAZ BİR YERİ VAR'

Günümüzde Türk halk müziğinin konumu hakkındaki yorumunuz ne olur? Türk halk müziğini yaşatma adına sizce neler yapılmalı?

İnsanlar arasındaki duygu, düşünce ve bilgilerin kişiden kişiye aktarılmasını sağlayan yöntemlerin tümüne iletişim diyoruz. Bunun enstrümanlarından biri de müziktir. Türk müziği başlığını ele aldığımızda ise kültürümüzü nesilden nesle aktaran Türk halk müziği çok önemli bir yer tutuyor. Türkülerin, sadece ezgisel değil, sözel unsurlarıyla da çok önemli bir iletişim aracı olduğunu biliyoruz. Zaman zaman bazı akımların örtüsünün altında kalsa da Türk halk müziğinin halkımızın kalbinde sarsılmaz bir yeri olduğunu düşünüyorum. Türk halk müziğini yaşatmak için özel bir şey yapılmasına lüzum olduğunu düşünmüyorum. Bu topraklarda yetişmiş, büyümüş, kültür mirasına sahip çıkmış bir insan bile nefes alıyorsa Türk halk müziği yaşar.

'HALKIMIN GÖSTERECEĞİ TEVECCÜHLE GELMEYİ İSTERİM'

Geçen yıl, 20'nci sanat yılınızı kutladınız. 20 yıllık kariyerinize baktığınızda nasıl bir tablo görüyorsunuz?

Geriye dönüp baktığımda 'onca yılı ben mi yaşadım?' diye soruyorum kendime. Hem dolu dolu 20 sene hem göz açıp kapayıncaya kadar. Bu yolda birçok insan tanıdım, birçok dost ve deneyim edindim. Benimle sevinip benimle üzülenler de oldu. Üzülmeme sevinenler de... Benim için önemli olan tek şey sevenlerimden gördüğüm sevgi, sahnede duyduğum alkıştı. Bundan sonra da öyle olacak. Bu 20 yıldan öğrendiğim şey şu oldu: Bir insan sizi bir seviyeye çıkarabilir ama orada tutamaz. Bulunduğunuz yeri hak etmiyorsanız düşüşünüz kesindir. Bir ömürlük yolculuğun içindeyim, herkes gibi... Sanat hayatımda bunun 20 senesini yürüdüm. Eğer daha yolum varsa her yeni seviyeye halkımın göstereceği teveccühle gelmeyi isterim. Bugüne kadar hep böyle oldu, bundan sonra da böyle olmasını dilerim. Ailemden aldığım en kutsal miras olan onurumu ölene kadar el üstünde tutmak benim hayat gayem.