Tülin Özen: Her karakterin duygusu çok yoğun!

Güncelleme: 11 Ocak 2024 Perşembe, 12:40:24

Başrollerini İlker Kaleli ve Öykü Karayel'in paylaştığı Kara'nın Yosun'u Tülin Özen diziyle ilgili merak edilenleri anlattı.

Bu akşam ikinci bölümüyle SHOW TV'de ekrana gelecek olan 'Kara'da 'Yosun'u canlandıran Tülin Özen, diziyle ilgili Habertürk'ten Şeyda Odabaş'ın sorularını yanıtladı. Özen, "Dizide her ne kadar sert, geçmişe ket vurmuş bir kadını izlesek de aslında geçmişe duyduğu özlem, ailesiyle arasındaki bağa karşı hassas bir yanını hissettiriyor. Bu bağlamda bu karakter size neler düşündürüyor?" sorusuna "Her karakterin duygusu çok yoğun. Bu kadar yaralı ve kabuklu karakterlerin nasıl bir aksiyonda yer alacağını ve hareket edeceğini izlemek heyecan verici" cevabını verdi.

'Kara'da 'Yosun'a hayat verenTülin Özen, Habertürk'e diziyle ilgili görüşlerini ve canlandırdığı karakteri anlattı; "Kardeşlerin birbirleriyle ve etraflarındakileriyle çakışmasıyla beraber ilerlemesini izlemenin keyifli olacağını düşünüyorum. Bu kadar yaralı ve kabuklu karakterlerin nasıl bir aksiyonda yer alacağını ve hareket edeceğini izlemek heyecan verici."

SHOW TV'nin iddialı yapımlarından 'Kara' hayırlı olsun. Dizi, izleyicilerle ikinci bölümde buluşacak. Neler hissediyorsunuz?

Heyecanlı ve mutluyum. İçinde çok keyifle bulunduğum bir hikâye ve de merak ettiğim bir karakteri oynuyorum.

'Kara'da 'Yosun'un duygusal bir yönü var... Dizide her ne kadar sert, geçmişe ket vurmuş bir kadını izlesek de aslında geçmişe duyduğu özlem, ailesiyle arasındaki bağa karşı hassas bir yanını hissettiriyor. Bu bağlamda bu karakter size neler düşündürüyor?

Her karakterin duygusu çok yoğun aslında. Yaşanan olay ve geçirdikleri hayatın zorluğu 3 kardeşin çocukluklarında hatta diğer ailedeki iki kardeşin de şahit olduğumuz hallerine göre büyük bir değişim geçirmelerine, etrafa ve kendi içlerine karşı kabuklar örmelerine neden olmuş. Bir anlamda birbirleriyle ilişkilenirken bu kabuklara neler olacağını da göreceğiz. 'Yosun' da burada dediğiniz ikilemi ağır yaşayanlardan biri olacaktır herhalde. Onun bu kırılmaya rağmen, hayatını kendi tercihiyle yönlendirme çabası takip etmesi keyifli tarafı olacak.

"HEM HEPİMİZ AYNIYIZ HEM DE YAŞADIĞIMIZ KOŞULLAR DOLAYISIYLA BAMBAŞKAYIZ"


Karakteri analiz ettiğinizde sizin için 'Yosun' ile benzer ya da farklı bulduğunuz özellikleri var mıydı?

Bu soruda cevabım yıllardır aynı gibi. Hem hepimiz birbirimizin aynısıyız hem de yaşadığımız koşullar dolayısıyla bambaşkayız. Durumlar ve hikâyelerimiz karşısında davranış şekilleri değişiyor, o yüzden 'Yosun'la aynı koşullarda sınanmadan bu soruya Tülin olarak cevap veremem herhalde.

Dizide bir yazarı canlandırıyorsunuz. Sizin senaristliğe ya da yazarlığa karşı bir ilginiz var mı?

Yok ne yazık ki. Çok imrendiğim bir kendini ifade etme ve hayal etme biçimi yazmak.

"BU KADAR YARALI KARAKTERLERİN NASIL BİR AKSİYONDA YER ALACAĞINI İZLEMEK HEYECAN VERİCİ"
'Kara'nın hangi söyleminin özellikle ön plana çıkmasını umarsınız?

Ben dizinin sevdiğim macerasının, demin anlattığım gibi bu kardeşlerin birbirleriyle ve etraflarındakileriyle çakışmasıyla beraber ilerlemesini izlemenin keyifli olacağını düşünüyorum. Bu kadar yaralı ve kabuklu karakterlerin nasıl bir aksiyonda yer alacağını ve hareket edeceğini izlemek heyecan verici.

Genel olarak projelerden gelen teklifleri değerlendirme aşamasında en çok dikkat ettiğiniz husus nedir? Bir proje hangi unsuru ile sizi ikna eder?

Senaryo dünyasının heyecan vermesi gerekiyor benim için ve ilk duyduğum an projeyi yaratan kişinin niyetini ve canlı heyecanını görmek. Burada da Murat Can (Oğuz)’la ilk konuştuğum an ve de onun yeni bir iş yaratma heyecanı çok mutlu etmişti beni. Sonrasında tabii ki ekibin oluşumunun her aşaması da çok ilgilendiriyor. Yönetmeninden oyuncularına beni etkiliyor doğal olarak. 'Kara' o anlamda hediye gibi proje.

Daha önce mühendislik okurken oyunculuğa geçtiğinizi duymuştum. Hatta bu konuyla ilgili "Oyunculuk da kendimi daha sakladığım bir yerden başladı. ‘Hep onun taklidini yapardı’ gibi bir durum söz konusu olmadı bende. Benimki bayağı gizli saklı bir yerden başladı" demiştiniz... Bu geçiş sürecinde ne gibi zorluklarla karşılaştınız ve ayrıca hayatta aldığımız her radikal karar riske değer mi? Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Benim için içimdeki bir konu ‘karar vermek’ aşamasına kadar geldiyse, zamanı ve içimdeki ihtiyacı itibariyle vazgeçemeyeceğim bir yere gelmiş demektir. O anlamda radikal değildir zaten, normalleşmiştir. Risk hesabı da yapan biri değilim. Küçük konularda küçük hesaplar yaparım ama konu sorduğunuz gibi bir konuysa hiçbir şeyi risk olarak göremeyeceğim bir ana geçmişim demektir. Oyunculuğa geçerken de dışarıdan algılanan oyunculukla, yaparken arasındaki farkı anlamak zorladı. Bir karakterin taklidini çok iyi yapan insanlardan olacağını düşünürken, başka bir felsefeyle ve bakışla hareket etmen gerektiğini öğreniyorsun. Onun dışında bütün kendini ortaya koyman gereken işlerin sahip olduğu ortak zorlukları yaşadım. Ama o çok uzun ve mesleki konuşma gerektiren bir hikâye.

Sizce bir oyuncuyu besleyen etmenler nelerdir?

Okuduğu oyun ya da senaryoyu, başkaları onu nasıl oynasa beğenir bakışından uzak, kendisine ait olan algıyla, yorumla ve ihtiyaçla anlama becerisi.

Peki son olarak şimdiye kadar oyunculuğa dair edindiğiniz en önemli şey neydi?

Her durumu (iyisiyle - kötüsüyle) yargılamadan anlayabilme açıklığının oyunculuk için en önemli şey olduğu. Ve bunu yapmanın, bu kadar yargıların döndüğü bir sosyal hayatta ne kadar zor olduğu.