SHOW TV'de pazartesi akşamları yayınlanan 'Sipahi', ilk bölümüyle izleyicilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Bu akşam saat 20.00'de üçüncü bölümüyle ekrana gelecek olan 'Sipahi'de 'Ezgi' karakterini canlandıran Başak Gümülcinelioğlu, Habertürk'ten Şeyda Odabaş'a hem diziyi hem de hakkında merak edilenleri anlattı
SHOW TV’de bu akşam saat 20.00'de ekrana gelecek olan 'Sipahi'nin; yapımını CNP Film’in, yapımcılığını Mehmet Canpolat ve Sadi Canpolat’ın üstleniyor.
Başrollerinde Kaan Yıldırım, Özge Gürel ve Kerem Alışık’ın yer aldığı dizisi ‘Sipahi’nin güçlü oyuncu kadrosunda; Sinan Tuzcu, Başak Gümülcinelioğlu, Erkan Bektaş, Nurettin Sönmez, Çağdaş Onur Öztürk, Serhat Nalbantoğlu, Emre Bulut, Gözde Okur, Elit Andaç Çam İnan, Zeynep Oymak, Berrin Arısoy, İsmail Düvenci ve Selçuk Borak gibi başarılı isimler yer alıyor.
Senaryosunu Ali Doğançay'ın yazdığı, yönetmen koltuğunda ise Hakan İnan'ın oturduğu 'Sipahi' dizisinin oyuncularından Başak Gümülcinelioğlu, dizide canlandırdığı 'Ezgi' karakterini hem de merak edilenleri Habertürk'e anlattı.
"SİPAHİ BİR DOSTLUĞUN HİKAYESİ"
‘Sipahi’, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın en başarılı ajanlarından oluşan bir timin hikâyesi. ‘Sipahi’ bir ailenin, yuvanın, dostluğun, bir ekibin hikâyesi. Bir aksiyon dizisi ancak detayları çok derin ve sıcacık…
“OKUDUĞUM İŞLERİ, KENDİ KARİYER YOLCULUĞUMUN İÇİNDE DEĞERLENDİRİYORUM”
* 'Sipahi' alışık olduğumuz dizilerden farklı bir hikâye anlatıyor. Sizi bu projeye çeken ne oldu?
Her projemde bir öncekinden farklı bir karakter canlandırmak, her proje için kendi sınırlarımı zorlamak benim en çok özen gösterdiğim konu. Okuduğum işleri de kendi kariyer yolculuğumun içinde adım adım değerlendiriyorum. Yani hem beni bir oyuncu olarak besleyen, hem heyecan duygumu canlı tutan, hem de yetilerimi geliştiren roller tabii ki çok cazip geliyor. Mesela bildiğim yabancı dilleri kullanabiliyor olmak, silah kullanmayı ve dövüşmeyi öğrenmek ‘Sipahi’yi bana çok çekici kıldı.
* Siz de ilk defa bir MİT dizisinde oynuyorsunuz... Siz nasıl geri dönüşler aldınız?
Geri dönüşler ruhumu o kadar besledi, beni öyle zinde tuttu ki… Biliyorsunuz çok uzun saatler çalışıyor, fiziken ve ruhen çok emek sarf ediyoruz. Bunun gerçekliğinin emeğinin seyircinin gözünde bereketlenmesi paha biçilemez.
* Canlandırdığınız 'Ezgi' karakterinden bahsedelim. Nasıl biri 'Ezgi'?
‘Ezgi’, göçmen bir Balkan kızı. Ailesinin 3 yaşındayken Srebrenitsa’da katledilişine gözleriyle tanık olmuş, sonrasında Türkiye’ye getirilmiş, psikoloji eğitimini dereceyle tamamlamış, ikna, manipülasyon ve ruh hali çözümleme konularında uzmanlaşmış, birkaç dil bilen, çok iyi dövüşen ve silah kullanan MİT’in en iyi ajanlarından biri. Hikâyede birçok payı var tabii ki, ‘Sipahi’deki ve ‘Korkut Ali’nin hayatındaki ağırlığına izleyerek tanık olmak daha güzel olacak ama en büyük paylarından biri Türkiye’de doğmamış bile olsa sevdanın aidiyetten geldiğini gösteren bir Türk vatandaşı olduğunu görmemiz.
“SİLAHI GÖRMEYE BİLE TAHAMMÜLÜ OLMAYAN BİRİYKEN NOKTA ATIŞI VURUŞLAR YAPABİLDİĞİMİ KEŞFETTİM”
* Rolünüzü canlandırmak için nasıl bir hazırlık sürecinden geçtiniz? Dizi için yakın dövüş ve silah kullanma konusunda ne tür eğitimler aldınız?
Uzun karakter çalışmaları, okumalar, izlemeler, dinlemeler, çözümlemeler, silah kullanma ve yakın dövüş dersleri… Uzun uzun hazırlık ve karakteri tanıma süreçleri ama en eğlenceli, en kıymetli kısımları da orası. Ben aslında silahı görmeye bile tahammülü olmayan biriyken, nokta atışı vuruşlar yapabildiğimi keşfettim. ‘Ezgi’ bana Başak’ın hiç bilmediğim sert ve net bir tarafı olduğunu ve bu tarz konularda da yetenekli olduğumu gösterdi.
* Başak olarak 'Ezgi'ye ne söylemek isterdiniz ya da bir tavsiye verseydiniz bu ne olurdu?
“Birini sevmek demek, her zaman hikâyenin sonunda kayıp demek olmaz. “Korkma, sev.” derdim belki ama onun hayatı için de çok zor bir durum, ben en iyisi karışmayayım hiç.
“AŞIRI DİSİPLİNLİ VE SİSTEMLİYİM”
* Öte yandan lisede ve üniversitede uzun yıllar yurt dışı deneyiminiz oldu ve orada müzikal tiyatro, tiyatro ve kamera önü oyunculuk eğitimleri aldınız... Bu sürecin size öğretileri neler oldu?
O kadar çok ki… Yalnız kalmak, tek başına başarabildiğini görmek… Paha biçilemez bir öğreti. Hem cesur olmayı, hem de özlemden dolayı şefkatli olmayı seçmenizi sağlıyor uzak… Elime aldığım işi başarmadan bırakmamayı, kolay kolay pes etmemeyi ve temiz ruhla çalışmanın her zaman doğru yere vardığını öğrendim. Aşırı disiplinli ve sistemli bir çalışkanım. İşimin asla bir bahanesi olamaz benim için ve maalesef bahane de çok kabul etmiyorum. Bu konuda biraz titizim. Herkesin işini bahanesiz hakkıyla elinden geldiğince yapmasını bekliyorum bu yüzden.
“HAYAT SABIR VE TAMAH MESELESİ”
* Mimarlık ve Tasarım Fakültesi'nden mezun oldunuz... Ancak gönlünüz hep oyunculuktan yana olmuş, ailenizin kariyerinizin ilk zamanlarından bugüne size verdiği destekten bahsedebilir misiniz?
Valla ilk başta çok kolay olmadı. Çünkü ben mimarken de çok çalışkandım ve dereceyle mezun olmuş, mastera başlamıştım. Ailem her zaman bana çok destek oldu ama oyunculuk özellikle babam için ilk başta ikna olunması zor bir karardı ama ben inat ettim ve ikna ettim. Oyuncu olacaktım, girdim sınavlara, okulları kazandım, bursla okudum. Döndüm. Sonrasında tiyatro ve tiyatro çevirisi yaptığım ancak pek geçinemediğim 2,5-3 yılım oldu. O süreçte çok üzüldüler ama hayat sabır ve tamah meselesi. Zannediliyor ki bir dizide oynuyor bir anda oluyor her şey. 10 yıldır koca bir aile tarafından gösterilen çok büyük bir destek, sabır ve emek var bugünümde… Ben biliyordum, çok içten istediğimi, çok çabaladığımı ve benim rızkımın bir yerlerde olduğunu biliyordum. Ama bu anne baba olduğunuzda tabii ki zor, evladınız için kaygılanıyorsunuz ve bu çok normal. Pes etmeyince, başarılı olmaya başlayınca ve tanıdıkları Başak’ın ruhunun da bir meslekle değişmediğini görünce bu fikre alışmayı bırakın, en büyük iyi kileri haline geldi. Şimdi her anımda, her konserim, sahnem, dizimde sevgi, ilgi ve tam destekle ancak kaygısızca yanımdalar. Çok şükür. (Gülüyor)*
Kariyeriniz adına en büyük hayaliniz nedir?
Gerçekleşecek en büyük hayalimi daha kuramıyorumdur muhtemelen… Çünkü 5 yıl önce de bu Başak’ı hayal edemezdim. O yüzden ben hep “Hayallerimin ötesinde olması için neler mümkün?” derim… Öyle de olsun.
'SİPAHİ’NİN ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÜNDE NELER OLACAK?
'Sipahi', heyecan dolu üçüncü bölümüyle ekrana gelecek. Ali ve Yıldırım, adım adım Habtor’a yaklaşmaktadır. Ali, Habtor’un yanına sızmayı başarmıştır. Ancak Ali’nin çıkan karmaşada Sipahi ekibi ile iletişimi kesilir. Ali, bu operasyonda tek başına kalır. Beklemediği bir şekilde kendini Habtor’un evinde, Terörle Mücadele Komiseri Canan ile birlikte bulur. Yıldırım ise bulduğu bir ipucunun peşinden giderek, Habtor’un evini bulmaya çalışır. Ekip için her geçen saniye tansiyon yükselirken, tehlikenin boyutu büyümektedir. Ali’nin öncelikle Habtor’un planını öğrenmesi ve sonra da Canan ile kendisini Suriye’den kurtarması gerekmektedir. Ekip ise ellerindeki tüm imkanları kullanarak Ali’ye ulaşmaya çalışmaktadır.