‘Servet, hayatta karşılığı olan bir hikâye’

Güncelleme: 12 Nisan 2018 Perşembe, 10:06:04

Servet'in başrolleri Yusuf Çim ve Bahar Şahin diziyi ve oynadıkları karakterleri anlattı.

Show TV’nin bu akşam seyirciyle ilk randevusuna çıkacak olan yeni dizisi  ‘Servet’in başrol oyuncuları Bahar Şahin ve Yusuf Çim, “Servet, hayatta karşılığı olan bir hikâye. Hikâyemizi herkesin kendisi için en değerli olanın peşinde koştuğu, elde etmeye çalıştığı gerçek hayatın izdüşümleriyle anlatacağız. Seyirciye sıcak geleceğini düşünüyoruz” diyor.

Show TV’nin merakla beklenen yeni dizisi ‘Servet’, bu akşam ilk bölümüyle ekrana gelecek. Başrollerini Yusuf Çim ve Bahar Şahin’in paylaştığı dizinin zengin oyuncu kadrosunda Ali Sürmeli, Arsen Gürzap, Kanbolat Görkem Aslan, Tülay Günal ve Baran Bölükbaşı da yer alıyor. Dizide annesiz babasız büyüyen 2 âşığa hayat verecek olan, ekranların yeni ikilisi Bahar Şahin ve Yusuf Çim’le Servet’i konuştuk...

‘HER KARAKTER BİR SINAVDAN GEÇECEK’

Dizinin hikâyesi nedir?

Yusuf Çim: ‘Servet’ çok güzel bir hikâyeyle örülmüş bir proje. Servet denilince akla ilk gelen şey zenginlik ve para. Projemizde bu kavrama daha derinden bakıyor ve sorguluyoruz. Gerçekte servet nedir? Her birimiz hayatımızda bizim için en değerli olanın, kendi servetimizin peşinde koşmuyor muyuz? Paranın satın alamayacağı ve bizim için çok değerli olandır servet. Hikâyemizi herkesin kendisi için en değerli olanın peşinde koştuğu, elde etmeye çalıştığı gerçek hayatın izdüşümleriyle anlatacağız. Yaşamın hemen her kesiminden karakterler, büyük bir miras ve güç savaşının içinde karşı karşıya gelecek. Her karakter, olayların akışı içinde sınavdan geçecek. Hayatın içinde iyi ve temiz kalanlar kendi servetine kavuşurken, kirlenenler bu kavganın içinde savrulup yitip gidecekler.

Canlandırdığınız karakterlerden bahseder misiniz?

Bahar Şahin: Ferah, hayatın sert yüzüyle daha anne karnındayken tanışıyor. Sadece hayatta kalmayı değil, iyi kalmayı da başaran biri. Annesinin ölümüyle dünyaya gözlerini açmış, hayatta tek başına kalmış, güçlü bir karakter. İçine düştüğü servet kavgasında yaşayacağı zorluklarla baş etmeye çalışacak. Hayatı, Çocuk Esirgeme Kurumu’nda geçmiş. Çocuk masumiyetini kaybetmemiş, basit şeylerden mutlu olan, romantik bir kız.

Y.Ç.: Benim canlandırdığım Can Yiğit, Fettah Ailesi’nin yanında oğulları gibi büyütülmüş. Kudret Fettah, babasının ölümüne neden olduğu için vicdan azabıyla Can’a sahip çıkmış. Can, ailenin diğer üyelerinin olumsuz ve dışlayan tavrına rağmen ılımlı, oturaklı, sevecen, iyi yürekli ve uzlaşmacı biri. Kudret Fettah’ın, kendisini yetersiz bulduğu oğulları Yener ve Başar’dan üstün tutmasına ve elinde güç olmasına rağmen, bu gücü kimseyi kırmayacak, tüm aileyi bir arada tutacak şekilde kullanmayı tercih ediyor. Can için aile olmak, bir aileyle mutlu yaşamak, barış içinde olmak önemli. Kibri olmayan, güç ve paranın şehvetine kapılmayan bir adam.

Can evlilik yolunda giden bir ilişkisi varken, Ferah’la gerçek aşkı tadacak. Neler yaşanır bu aşkta?

Y.Ç.: Can, Kudret Fettah’a duyduğu vefa borcu, saygı ve sevgi nedeniyle, herkesi mutlu etmeye çalışırken kendini Hande’yle evlilik yolunda ilerlerken buluyor. Hande, düğün günü nişanlısı Efe tarafından terk ediliyor. Can, Kudret Fettah’ın kızının yaralarını sarması isteğine “Hayır” diyemiyor. Ama Ferah’la karşılaştıktan sonra gerçek aşkın büyüsüne kapılıyor. Bulunduğu aşk açmazından kirlenmeden, kimseyi incitmeden nasıl çıkacağını dizimiz ilerledikçe göreceğiz.

‘İNSANLARA GERÇEK AŞKI HATIRLATACAĞIZ’

Size “Bu dizide ben de olmalıyım” dedirten ne oldu?

Y.Ç.: Uzun zamandır okuduğum senaryolarda beni bu kadar heyecanlandıran bir hikâye olmamıştı. Can karakteri klasik, düz, sterotip biri değil. Derinliği ve incelikleri olan, gerçek bir insan. Erdemli ve iyi biri. Hayata karşı bir duruşu var. Net, açık ve dürüst. Böyle incelikleri olan, boyutlu ve gerçek bir karakteri canlandırmak ilgimi çekiyor. Ben Can’ı sevdim ve içselleştirdim. Umarım seyirci de benim kadar sever. Yaşanacak yoğun aşk ilişkisini günümüzle bağdaştırınca, insanlara gerçek aşkı hatırlatacağız diye de düşündüm.

B.Ş.: Bugüne kadar oynadıklarımdan farklı bir karakteri canlandıracak olmak, ekipteki herkesin çok tecrübeli ve bana gerçekten bir şeyler katabilecek insanlar olduklarını bilmem, bana “Bu dizide ben de olmalıyım” dedirtti.

‘SEYİRCİ KENDİNDEN BİR ŞEYLER BULACAK’

Seyirci neden ‘Servet’i izlemeli?

Y.Ç.: ‘Servet’, hayatta karşılığı olan bir hikâye. Seyirciye hayatımızda başımıza hiç gelmez dediğimiz olayların bir yansımasını izleteceğiz. Dolayısıyla hikâyeyi çok sıcak bulacaklarını düşünüyorum. Çok güçlü bir oyuncu kadromuz var. Draması yüksek bir proje seyredecekler. Miras kavgası, para ve gücün paylaşılmaz olması, uğruna her türlü kötülüğü yapmak üzere gözünü karartan insanların varlığı gerçek hayata dair. Her zaman vardı ve hep olacak. Evrensel bir kavramdan yola çıkan ‘Servet’i benzerlerinden ayıracağına ve tercih edilmesini sağlayacağına inandığım taraf hikâyenin anlatımında ve akışında vücut buluyor. Servet kavgası ve ortasında kalan temiz bir aşk hikâyesini, 4 ayrı dünyanın karşı karşıya gelişi, iç içe giren çatışmalar, aksiyon, gerilim ve soluk soluğa bir anlatımla seyircimize sunacağız. Gerçek hayattan izdüşümlerin olduğu, farklı ve renkli karakterler, heyecanla takip edilecek olaylar, entrikalar ve çatışmalar yaşatacak. Seyircimizin kendisinden bir şeyler bulacağı bu sürükleyici hikâyeye kayıtsız kalmayacağına inanıyorum.

B.Ş.: Oyuncu kadrosu, yapım şirketi, herkese mesaj niteliğinde olan bir senaryoya sahip oluşu ve bunun en iyi şekilde paylaşılacak olması bence yeterli sebepler.

‘Maneviyat en büyük servet’

Dizide canlandırdığınız Can ve Ferah paylaşılamayan bir servetin ortasında kalacak. Bir tarafta aşk var, bir tarafta servet var. Sizce hangisi?

Yusuf Çim: Şu an içinde bulunduğumuz dönemde servet olmadan aşkın olamayacağına inanılabiliyor olsa da, ben yine de samanlık seyran olur diyenlerdenim.

Bahar Şahin: Ben aşkı seçerdim çünkü aşk benim için büyük bir servet.

Gerçek hayatta peşinden koştuğunuz servet nedir?

Y.Ç.: Kendi adıma en büyük servetin, bu yaşımda seyirciyle buluşmak olduğuna inanıyorum.

B.Ş.: Gerçekte peşinden koştuğum servet, sevdiklerimin varlığıdır. Benim için aile olmak, dostluk ve maneviyat en büyük servet.

‘Araştırmalar ve detaylı çalışmalar yaptık’

Ferah, Çocuk Esirgeme Kurumu'nda büyümüş. Rolünüze nasıl hazırlandınız? Gözlem yapma imkânınız oldu mu?

Bahar Şahin: Olmadı çünkü projeye kabul edildiğimin ertesi günü setimiz başladı. Yoğun bir şekilde sette koşuştururken fırsat bulamadım. Ama tabii ki oyuncu koçumla çalıştım ve ufak tefek araştırmalar yaptım. Yapabildiğim kadar gözlem yapmaya çalıştım. Çocuk Esirgeme Kurumu'nda yaşan insanların hayat hikâyelerini araştırdım. Benim için çok değerli bir konu. Bu projede yer aldığım için mutluyum.

Sizin hazırlık süreciniz nasıl geçti Yusuf Bey?

Yusuf Çim; Senaryonun gereği, her türlü sahne için ön hazırlık, dersler ve detaylı çalışmalar yaparak hazırlanıyorum.

‘Çok iyi dostluklar kurduk’

Dizinin çekimleri nasıl gidiyor? Sette günleriniz nasıl geçiyor?

Yusuf Çim: Çok yoğun geçiyor. İnandığımız, iyi bir proje için çok çalışmak gerekiyor. Biz de üzerimize düşeni hakkıyla yapmaya çalışıyoruz.

Bahar Şahin: Koşuşturmalı ve heyecanlı geçiyor. Set aralarında çok eğleniyoruz. Çok iyi dostluklar kurduk kısa zamanda. Ben kariyerimde adım adım ilerliyorum. Oyunculuk uçsuz bucaksız bir yolculuk ve varmayı beklediğim bir durak yok. Bu dizi, kariyerimde önemli bir rol alıyor.

‘Müzik de oyunculuk da çok değerli’

Set dışındaki zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz Yusuf Bey?

Yusuf Çim: Boş zamanlarımda bolca kitap okumaya ve yeni sinema filmlerini takip etmeye çalışıyorum. Ayrıca spora da zaman ayırıyorum.

Müzik çalışmalarınız nasıl gidiyor? Oyunculuk ve müzisyenlik arasında bir tercihiniz var mı?

İkisi de benim için çok değerli. Her ikisi de birbirinden ayrı ama ekran önünde olunması gereken işler. Birbirinden ayıramıyorum hiç.

HT Magazin / Serkan Öztürk