Sanem Babi: Her karakter kendi öyküsünün kahramanı!
'Gelsin Hayat Bildiği Gibi'nin 'Aylin'i Sanem Babi, oyunculuk ve dizinin kadrosuna dahil olma hikâyesini anlattı.
Güncelleme: 12:15:04
Copyright 2024 Show Televizyon Yayıncılık A.Ş. Üretim ve Tasarım Ciner Bilgi Grubu
Babi, "Hikâyede her karakter kendi öyküsünün kahramanı. Her karakterin farklı hayat mücadelelerini görüyoruz. 'Gelincikler'e ikinci bir şans veriliyor, bir yıkımdan tekrar doğuyorlar. Bu yıkımın kalıntıları, bu zorlu hayatlarında karşılarına çıkıyor ve mücadele hiç bitmiyor" diyor. Habertürk'ten Şeyda Odabaş'ın röportajı...
SHOW TV’nin yapımını BKM’nin üstlendiği, perşembe akşamlarına damgasını vuran ve sosyal medyada da çokça konuşulan dizisi ‘Gelsin Hayat Bildiği Gibi’nin proje tasarımı ve senaryosu Gani Müjde'ye ait. Dizinin yönetmenliğini ise Altan Dönmez üstleniyor.
'Aylin'i, "Karşılıksız sevmeyi öğrenmiş ve olgunlaşmış bir karakter" olarak tanımlayan Sanem Babi, mesleği hakkında da "Oyunculuk sonu olmayan bir serüven" diyor.
* SHOW TV’nin ilgiyle izlenen dizisi ‘Gelsin Hayat Bildiği Gibi’nin kadrosunda yer alıyorsun. Sanem Babi kimdir, biraz kendinden bahseder misin? Oyuncu olma isteğin nereden geliyor, serüvenin nasıl başladı?
11 Şubat 1998’de Almanya’da Stuttgart’a yakın bir kasabada doğup, büyüdüm. Çocukken çok hareketli ve meraklı bir çocuktum. Dolayısıyla çocukluğum çok aktif geçti ve doğayla iç içe büyüdüm. Anaokulundayken bizi çocuk oyunu izlemeye götürmüşlerdi. İlk defa tiyatro izlemeye o zaman gitmiştim, çok küçüktüm, pür dikkat oyuncuları izliyordum. ‘Bu insanlar ne yapıyor?’ diye sormuştum kendi kendime... Çünkü bazı meslek gruplarını kavramıştım ama oyunculukla ilk defa o zaman karşılaşmıştım. Çok farklı ve gizemli gelmişti, o günden sonra hayatımın her döneminde oyunculuğa karşı merak duygum artarak devam etti. 14 - 15 yaşlarımdayken İstanbul’a taşındık. Âşık Veysel Güzel Sanatlar Lisesi’nde resim öğrenimi gördüm. Aynı dönem Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde 3 yıl drama eğitimi aldım. ‘Karışık Kaset’ sinema filmi ile sektöre adım atma şansı buldum. Ardından ufak ufak reklam filmleri ve dizi projeleriyle devam ettim. Sonrasında Haliç Üniversitesi Konservatuvarı Tiyatro bölümünü kazandım. Mezun olduktan sonra ‘Gelsin Hayat Bildiği Gibi’ kadrosuna dâhil oldum.
“HİKÂYEDE HER KARAKTER KENDİ ÖYKÜSÜNÜN KAHRAMANI”
* 'Gelsin Hayat Bildiği Gibi'nin hangi özellikleri projede yer almayı kabul etmene neden oldu? Seni etkileyen neydi?
Hikâyede her karakter kendi öyküsünün kahramanı. Her karakterin farklı hayat mücadelelerini görüyoruz. 'Gelincikler'e ikinci bir şans veriliyor, bir yıkımdan tekrar doğuyorlar. Bu yıkımın kalıntıları, bu zorlu hayatlarında karşılarına çıkıyor ve mücadele hiç bitmiyor. Özellikle genç ekibin canlandırdığı karakterlerin çoğu, kendi perspektiflerinde, kendi meselelerinde çok haklılar. 'Kelebekler' ve 'Gelincikler' birbirlerini hiç sevmiyor fakat karakterlerin katmanlarına indiğimizde aslında her iki tarafın birbirleriyle çok uzak olmadıklarını görebiliriz. Hiçbiri sıradan değil, hepsi kendi dertleri uğruna yaşama göğüs geren gençler. Farklı kimyalara sahip, birbirlerinden değişik karakterin aynı noktalarda bağlantılı olmaları beni etkilemişti.
* Dizide ‘Aylin’e hayat veriyorsun. 'Aylin', kardeşinin işlediği bir suçu üzerine alarak ıslahevine giriyor ve devamında olaylar gelişiyor. Bu büyük bir fedakârlık değil mi? Sen 'Aylin'in yerinde olsan ne yapardın? Canlandırdığın karakteri biraz anlatabilir misin?
‘Aylin’ gerçek ailesiyle hiç tanışmamış. Ona kapılarını açan ailede ise üvey annesi ‘Esra’, ‘Aylin’e o aileye ait olmadığını hissettirmiş ve huzursuz bir ortamda büyümesine neden olmuş. ‘Aylin’ o kadar güçlü, cesur ve bağımsız ki bu huzursuz ortamda kendi yoluna bakmayı, karşılıksız sevmeyi öğrenmiş ve olgunlaşmış bir karakter. Hiçbir zaman yaşadığı zorlukların duygusallığına kapılmamış. Hep yolun ilerisine odaklanmak ve bu yolda kendi kararlarıyla yürümek ‘Aylin’ için hayat felsefesi haline gelmiş. Kardeşi ‘Sanem’e çok düşkün. Koruma içgüdüsü kardeşiyle olan ilişkisinde çok baskın. Bu yüzden ‘Aylin’, kardeşini korumak için bu fedâkarlığı kendince yapmak zorundaydı. ‘Sanem’ hata yapmıştı ama ‘Aylin’ onu bu hatanın sonuçlarından kurtarabilir. Ama ‘Aylin‘i koruyacak kimse yok. ‘Sanem’ daha küçük, ‘Sanem’ öz çocuk. ‘Aylin’ o kadar farkında bir karakter ki, ‘Esra’nın bunu bir “borç ödeme” olarak ona manipüle ettiğinde o çoktan hazırdı kendini feda etmeye… Böyle bir durumda ben ne yapardım, gerçekten bilemiyorum.
* 'Aylin' ile uyuştuğunuz noktalar var mı?
Tabii ki var ama dışavurumlarımız çok farklı. İkimiz de mantıklı ve duygusalız ama yaşımız, koşullarımız çok farklı olduğu için dışavurumlarımız çok farklı.
“AYLİN’ İLE GURUR DUYUYORUM”
* 'Aylin', ıslahevinden çıktıktan sonra ailesinin imkânlarını reddediyor ve kendi imkânlarıyla hayatına devam etmeye çalışıyor. Tabii bir tarafta da ortada ciddi bir fedakârlık söz konusu... Bu hikâyeyi canlandırırken zorlandığın anlar oluyor mu?
Aslında olmuyor. Çünkü ona hak veriyorum. Cesaretine hayranlık duyuyorum. 17 yaşında ıslahevine suçsuz yere girmiş ve ikinci bir şans tanınarak, tekrar hayata dönen gencecik birinin kendi başının çaresine bakabilmeyi göze alması, hem büyüleyici hem bunu tercih edilmeye bırakılması çok acı ve sert. Ama ‘Aylin’le gurur duyuyorum, çoğu zaman içimden “Yürü be kızım” diyorum. Onu canlandırmak beni çok motive ediyor. Kendimi çok şanslı hissediyorum.
“KURALLARI ÇİĞNEMİŞ, GİZLİ BİR AŞK VAR ORTADA”
* Dizinin çok konuşulan çiftlerinden biri de 'Aylin' ile 'Araz'… Aralarındaki yakınlaşma dikkat çekiyor. Sosyal medyada da oldukça konuşulan bir çift olmaya başladınız. Bu ikiliyle ilgili neler söylemek istersin, izleyiciyi neler bekliyor?
‘Araz’ ile ‘Aylin’ ilk bakışta çok gizemli ve çarpıcı görünüyor. Çünkü çok zıtlar ve ikisi de baskın karakterler. Biri ‘Gelincik’, diğeri ‘Kelebek’… Yani kurallar çiğnenmiş, gizli bir aşk var ortada. Fakat asıl mesele birbirlerine duygusal anlamda her geçen gün daha çok bağlanmaları. Anne, ikisinin de ortak yarası, bu yarayı deşmeden usul usul birbirlerini anlıyorlar. Kimsenin anlamadığı ortak bir dil var aralarında sanki. Ama unutmayalım ki gizli bir aşk, her şey olabilir.
* Rolüne nasıl çalışıyorsun? Sette ya da günlük hayatında ‘totem’ olarak nitelendirdiğin alışkanlıkların var mı?
Projenin başında karakterin derdini anlamayı ve bunu ‘Aylin’ce aktarmaya odaklandım. Şimdi ise onu daha iyi tanıyorum.
“OYUNCULUK SONU OLMAYAN BİR SERÜVEN”
* Projede deneyimli oyuncuların yer aldığı çok geniş bir kadro ile çalışıyorsun. Böyle bir usta ekiple çalışmak sana neler hissettiriyor ve neler kattı?
Kendimi çok şanslı hissediyorum. Oyunculuk sonu olmayan bir serüven. Bu yolculukta tecrübe çok önemli. Başarılı oyuncularla çalışmak, onları gözlemlemek benim için çok değerli.
* Sence 'Gelsin Hayat Bildiği Gibi'nin en dikkat çekici unsuru nedir?
Bence hikâyemiz ve karakterlerin birbirleriyle olan bağları.
“YOLUN ÇOK BAŞINDAYIM O YÜZDEN HATALARIMA ODAKLANIYORUM”
* Oyunculuğunu geliştirmek için neler yapıyorsun? Rol model aldığın kimse var mı?
Çok beğendiğim oyuncular var ama bir rol modelim yok. Rol model fikri bana çok kısıtlayıcı geliyor bence işin doğasına aykırı. Kendimi izliyorum, sevmediğim, karakterin derdini aktaramadığım anları çözümlüyorum. Yolun çok başındayım, o yüzden öncelikle hatalarıma odaklanıyorum.
* Setten arta kalan zamanlarda sana ne yapmak iyi geliyor
Aileme çok düşkünüm. İki tane kardeşim var, onlarla vakit geçirmeyi çok seviyorum. Erkek arkadaşımla çok fazla zaman geçiriyorum. İkimiz de oyuncuyuz ve birbirimize çok benziyoruz. Bu sebeple paylaşımlarımız çok fazla… Yeni yerler keşfetmeyi çok severim, olabildiğince görmek istediğim yerlere gidiyorum. Deniz kenarında olmak bana çok iyi geliyor ya da ormanda yürüyüş yapmak. Doğayla bağlantımı koparmamaya çalışıyorum.
* Kariyerinin bundan sonrası için planın ya da planların ne yönde?
Kendimi geliştirebileceğim, farklı karakterlerle içime sinen projelerde yer almak istiyorum. Geri kalanı sürpriz. Çok heyecanlıyım.
'Gelsin Hayat Bildiği Gibi'nin 28. bölümünde; Kıvanç'ın Sadi ve Songül'den yardım istemesiyle Payaslılar işin peşine düşer. Diğer taraftan ablasının kaçırıldığını öğrenen Mert bu durumdan Kıvanç'ı sorumlu tutarken ikilinin arasını bulmak da Sadi'ye kalır.
Yalnızlıktan dolayı iyice dağıtan ve kendini eğlenceye veren Gizem'in okul devamsızlığı hocalarından sonra hem Araz'ın hem de Mert'in dikkatini çeker. Araz, Gizem'i bulduğu yerde tanıdık bir simayla kavga çıkarırken Gizem ve Araz'ı eve girerken gören Mert ise hayal kırıklığı yaşar.
İtalyan bir uyuşturucu kuryesinin yakalanmasının ardından çıkarılacağı mahkemeye kadar onu koruma görevi Songül'e verilir. Sadi, Songül'ün İtalyan bir adamla 24 saat boyunca aynı yerde kalacağını duyunca kıskanmaya başlar. Songül her ne kadar bunda kıskanılacak bir şey olmadığını söylese de ertesi gün kapıyı çalan misafirle kendini Sadi'nin yerine koyar. İkili birbirlerinden uzak bir gün geçirirken Sadi'nin Songül'ü görmek istemesi Songül'ü zor durumda bırakır. Songül çalan telefonda karşısında gördüğü iki isme inanamaz.