Show TV canlı yayını, dizileri, eğlence programları, oyuncular ve daha fazlası için Show TV uygulamasını indirin

Show TV’nin sevilen dizisi ‘Tehlikeli Karım’da arızalı bir profil çizen Yaman karakterini canlandıran Erdem Akakçe, ‘Dinamizmi yüksek, katmanlı bir iş yapıyoruz’ deyip ekledi: “Aksiyon ve heyecan dolu bir projeyi ekranlara taşıyoruz”

Evli bir çiftin aşkla başlayan ilişkilerinin hayatın kendilerine yüklediği telaşla değişimini konu edinen Show TV’nin sevilen dizisi ‘Tehlikeli Karım’da heyecan tüm hızıyla sürüyor. Bihter Dinçel dizide, Seçkin Özdemir’in canlandırdığı Alper’in ablası Hande Boztepe’ye can veriyor. Erdem Akakçe ise Hande’nin eski kocası Yaman karakteriyle karşımıza çıkıyor. İkiliyle buluşup diziyi konuştuk. İşte Erdem Akakçe’nin canlandırdığı karaktere ve diziye dair söyledikleri..

‘YAMAN KARAKTERİ İŞTAHIMI KABARTTI’

ERDEM AKAKÇE

Yaman karakteri eski bir polis. Alkol bağımlılığı ve kontrolsüz davranışları yüzünden teşkilattan atılmış. Bu süreçte kaybettiği eşi ve kızını kazanmak için mücadele veriyor. Siz Yaman’ın en çok hangi yönünü sevdiniz?

Yaman’ın arızalı bir profil çizmesi beni biraz kaşıdı. İnanıyorum ki bu tür bir karakter her oyuncunun iştahını kabartır. Şu an belki insanlar Yaman’a kızıyor ama onun gerçek hikâyesini öğrenince bu kızgınlıklar geride kalacak diyebilirim. Yaman’ın ölçüsüz tutkusu bana can alıcı geldi. Yaman, özelinden dizinin geneline baktığımızdaysa ‘Tehlikeli Karım’ için çok katmanlı ve dinamizmi yüksek bir proje diyebilirim.

Karakterinize dışardan bakıldığında kötü gibi gözükse de içine girdiğimizde yumuşak bir yanı var.

Evet. Yaman, sokaktaki yüz binlerce insandan biri. Unutmayalım ki kimse kötü olarak doğmaz. İnsanlar kötü olmak zorunda bırakılabilir. Yaman’ın eşine ve kızına olan özleminden ne kadar yumuşak bir kalbi olduğunu anlayabiliyoruz. Özünde merhametli ve şefkatli bir baba yatıyor.

Seyirciden ne yönde geri dönüşler alıyorsunuz?

“Sen de beş para etmezmişsin!” diyenler oluyor. Seyirciler, ilk anda biraz sert giriyorlar ama henüz Yaman’ın iç yüzünü bilmiyoruz. O yüzden bu tepkileri yadırgamıyorum.

Seyirciler ‘Tehlikeli Karım’ı hangi noktadan yakaladı?

Aksiyon! Dizinin, her dakikasında olaylar ve insanlar birbirini kovalıyor. Devinimi yüksek, aksiyon ve heyecan dolu bir proje. Bu dizinin bir parçası olmasam bile oturup izlerdim.

‘Enseyi karartmamalı’

‘Tehlikeli Karım’da bir anlamda iyi ve kötünün savaşı da söz konusu. Buna yönelik neler söylersiniz?

Dünya var olduğundan beri süregelen bir sorunsal bu. Bu tartışmanın bir sonunun olacağını da düşünmüyorum. Siyah-beyaz, karanlık-aydınlık çatışması her zaman olacaktır. Böyle bir savaştan yana değilim, keşke olmasa! Yine de enseyi karartmamak lazım.

‘Tatlı bir rüzgâr yakaladık’

Dizide eski eşinizi canlandıran Bihter Dinçel’le elektriğiniz tuttu mu?

Sevgili Bihter’le uzun süredir tanışıyoruz. İlk kez ‘Tehlikeli Karım’ için bir araya geldik. Aynı lisanı konuşuyoruz, hayat bakışı olarak da farklı insanlar değiliz. Birbirimizi anlamakla birlikte, güzel bir ekran sinerjisi yakaladık. Ekibi bir bütün olarak değerlendirecek olursam, tiyatrodaki tatlı rüzgârı burada da yakaladım. Biraz abartı gibi gelebilir ama uyumdan ölmek üzereyiz!

Erdem Akakçe, Tiyatroadam’ın ‘İntiharın Genel Provası’ adlı oyunuyla da seyirciyi selamlamayı sürdürüyor. Akakçe oyunda sahneyi Fatih Koyunoğlu, Selen Öztürk ve Kadir Çermik’le paylaşıyor.

 ‘At binmeye başladım’

Boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz?

Son dönemde at binmeye merak sardım. 1.5 aydır at biniyorum, az zamanda çok yol kat ettim. At, gerçekten büyülü bir hayvan. Özellikle dirsek temasına girdiğimiz an bambaşka bir enerjisi oluyor.

 

‘BOŞANMALAR EKONOMİK NEDENLİ’

BİHTER DİNÇEL

‘Tehlikeli Karım’da eşinden boşandıktan sonra ayakta kalmaya çabalayan Hande karakterini canlandıran Bihter Dinçel, “Boşanmaların ekonomiyle alakalı olduğunu düşünüyorum” deyip ekledi: “Her şey mal mülk”

‘Tehlikeli Karım’da, sizi Alper’in ablası Hande Boztepe karakteriyle izliyoruz. Hande, eşi Yaman’dan boşanmasına rağmen kızıyla birlikte ayakta kalma mücadelesi veriyor. Bu tür mücadeleci bir karaktere hayat vermek nasıl bir his?

Hande, kızı ve annesiyle birlikte zor şartlarda yaşam mücadelesini sürdürüyor. Dar gelirli olmasını filan da düşünürsek, Hande toplumun tamamen reddettiği bir kadın. Kendi başına var olmaya çalışıyor. Toplumumuzda da onun gibi var olmaya çalışan binlerce kadın var. Kadınların çoğunun kendileriyle özdeşim kurduğu bir karakteri oynamak güzel bir his. Proje beni çok etkiledi.

Dizinin ana hikâyesinin sizde uyandırdığı duygular nelerdir?

Karakterlerin içlerindeki iyi ve kötüyle ilgili ciddi hesaplaşmaları var. İnsanların içinde konuşan iç sesler, diziyi dinamik tutuyor. İlerleyen dönemde duygusallaşmaların olması muhtemel. Şu an hikâye ana karakterler üzerinden ilerliyor, yan karakterlerin hikâyesinin açılması zaman alacak.

Dizide eski eşiniz Yaman ne kadar kötü bir izlenim veriyorsa siz de tam tersine o kadar iyi bir izlenim veriyorsunuz. Yaman’ın kötü oluşu, Hande’nin iyi oluşu dizinin serüvenini dengeliyor galiba?

Yaman’ı yaşam koşulları bu noktaya getirmiş durumda. Bir insan neden alkolik olur, bunu düşünmeli! Zaten ancak Hande gibi bir kadın, Yaman’ın iç dünyasına girip onu anlamaya çalışabilir. Yaman için kurnazlık yapmaya çalışıp her şeyi yüzüne gözüne bulaştıran biri demek daha doğru olacak sanki! Dizinin ilerleyen bölümleri sürprizlere gebe.

‘KADINLAR, ERKEĞİ İYİLEŞTİRMEYİ SEVİYOR’

Kadınlar sorunlu erkek mi sever?

Yok yahu, deli mi kadınlar? Ama kadınlar, karşılarındaki erkeği iyileştirmeyi seviyor. Çünkü kadınları çabalamak ayakta tutuyor. Bir ilişkide her şey yolunda olduğunda uğraşacak bir şey kalmaz. Kadınlar, mücadele etmeyi sever. “Kadınlar sorunlu erkek sever” düşüncesinden ziyade, “Kadın, karşısındakinin hayatına güzel bir dokunuş yapmak ister” fikri ağır basıyor. Edilen kavgaların sonundaki barışma anındaki mutluluk aşkı ayakta tutar, unutmayalım.

Dizide Alper’in ablasını canlandırıyorsunuz. Alper’le Hande’nin ilişkilerinde gözle görülür bir kopukluk var...

Bu, acıklı bir durum. Hande, Alper’e “Biz senden bir şey istemiyoruz, sadece seni görmek istiyoruz” diyor. Günümüzde maalesef kardeşler arasında sıkça yaşanan bir şey. Özellikle popüler bir iş yapıp yoğun çalışan insanlar, etraflarındaki yakınlarını ihmal edebiliyor. Çok para kazanan insanların bahaneleri hep çalışmaktır.

Bihter Dinçel ‘Aşiyan’ adlı oyunuyla tiyatro sahnesinde boy gösteriyor. Toplumda yaşanan terör olaylarından etkilenen agorafobik bir kadının hikâyesini konu alan tek kişilik oyun, 12 Nisan’da Baba Sahne’de olacak.

‘Dostlukmuş sevgiymiş ara bul!’

Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı verilerde boşanma oranlarının arttığını görüyoruz. Siz de dizide boşanmış bir kadını canlandırıyorsunuz. Boşanmanın artmasını nasıl yorumlamalı?

Çoğunun ekonomiyle alakalı olduğunu düşünüyorum. Hani bir şarkıda diyor ya, “Her şey mal mülk, her şey para pul. Dostlukmuş, sevgiymiş ara bul...” Son 2 yıldır ülke olarak ekonomik anlamda çöküş yaşadığımız için insan gülemiyor, sohbet edemiyor. Günümüzde bir erkeğin bir mekânda karısının omzuna elini atabilmesi bile lüks artık. Merkür gerilediği için insanlar aşka karşı duygularını kaybetmedi! Biraz da mutluluğun sadelikle doğru orantılı olduğunu düşünüyorum.

HT MAGAZİN / Arif Hür

X