Show TV canlı yayını, dizileri, eğlence programları, oyuncular ve daha fazlası için Show TV uygulamasını indirin

 

‘Yuvamdaki Düşman’da heyecan her geçen bölüm katlanarak artıyor. Çocukluğundan beri hayalini kurduğu ve uğruna her şeyi göze aldığı hayata ulaşmaya ramak kala tüm elde ettiklerini kaybeden genç bir kadının ve bu kadının hayatını yeniden kurmak için gözünü diktiği varlıklı bir ailenin hikâyesini konu alan dizide Alper adında zengin bir işadamını canlandıran Hakan Dinçkol’la diziyi konuşmak üzere buluştuk...

‘SENARYODAN OKUR OKUMAZ ETKİLENDİM’

‘Yuvamdaki Düşman’ sizi hangi noktasından kavradı?

Henüz ilk bölümün senaryosunu okuduğumda hem karakterlerden hem de dizinin psikolojik-gerilim türündeki senaryosundan etkilendim. Sadece Alper’in değil dizinin genel olarak hikâyesi beni etkiledi. Bu ekibin bir parçası olmak gerçekten çok keyifli.

Başarılı bir işadamı olan Alper’in aşk hayatı oldukça karışık. Bir yanı Yasemin bir yanıysa Nil diyor. Dizinin ilerleyen bölümlerinde hangi isimde karar kılacak sizce?

Alper’in en büyük zaafı liseden beri âşık olduğu Yasemin. Aradan yıllar geçiyor ama Alper’de bu aşkın kalıntıları kalıyor. Yasemin, kafasını bir hayli karıştırıyor. Nil’e karşı da boş değil. Ama gelin görün ki Alper hayatı ve aşkı çok fazla ciddiye almıyor. İş konusundaysa kurallı ve disiplinli biri. Alper şu an tam olarak arafta.

‘ALPER’İN YALANLA, ENTRİKAYLA İŞİ YOK’

Alper sıkıntıya ve strese gelemeyen bir karakter. O yüzden kısa zamanda önünü görmek isteyecektir sanki. Yanılıyor muyum?

Alper iş hayatında prensipleriyle, günlük hayatındaysa duygularıyla hareket ediyor. Duygusal bir adam. Alper’in işi gerçekten çok zor. Çünkü düzgün bir adam, yalanla ve entrikayla işi yok. Ancak müthiş çatışmalar yaşayacak. İlerleyen bölümlerde Olcay faktörü de devreye girecek.

Aşkı nasıl tanımlarsınız?

Şu an bana aşkı tarif ettirecek biri yok hayatımda. Geçmişte bu duyguyu 1 kere yaşadım ama çok normal bir şey olduğunu söyleyemem. Aşk biraz tehlikeli bir şey.

 

‘TAKINTILI AŞKTA GÖZ KARARIYOR’

Hayatta her yuvayı bozmaya çalışan bir düşman var mıdır?

İşin içine aşk girdiği zaman ve bu aşk, aşktan ziyade takıntı haline dönüştüğü zaman insanlar değişik reaksiyonlar gösterebilir. Takıntılı aşkta göz kararıyor. Şartlar ne olursa olsun insanlar mümkün oldukça kendi hayatından ödün vermeden, kararlı bir şekilde yaşamaya devam etmeli. Biz ekranda, günlük hayatta milyonların karşısına çıkan, yaşanan olayları resmediyoruz neticede. İnsanlar bu hikâyede kendilerinden bir parça buldular.

‘Çok eğlenceli bir ekibiz’

Dizideki diğer oyuncu arkadaşlarınızla aranız nasıl?

Tüm arkadaşlarla bu proje vesilesiyle tanıştık. Çok eğlenceli olduklarını söyleyebilirim. Pelin Öztekin’e çok gülüyorum, espri yeteneği çok güçlü. İkimizin de ortak noktası Ayvalık. Çocukluğumdan beri yaz tatillerinde oraya gidiyorum, Pelin de gidiyormuş ancak hiç denk gelmemişiz ilginç bir şekilde. Nasip burayaymış. Öte yandan Pamir Pekin de çok eğlenceli biri. Start verdiğimiz günden bu yana işler yolunda gidiyor diyebilirim.

‘Bir mahalle filminde rol alabilirim’

Ufukta sinema filmi var mı?

Senaryo okuyorum şu sıralar. Sinemaya ağırlık vermem gerekiyor, bunun bilincindeyim. Tiyatro da yapmak istiyorum aynı zamanda. En büyük hayalim farklı rolleri canlandırmak. Beyazperde de filmime gelecek olanlara, “Vay be Hakan ne oynamış” dedirtmeliyim. Bir mahalle filmi veya dönem projesi olabilir.

‘Nebahat Çehre çok iyi bir gözlemci’

Nebahat Çehre’yle aynı seti paylaşmak size ne hissettiriyor?

Nebahat Hanım’la aynı sette olmak inanılmaz keyif verici. Bize her zaman destek oluyor. Bir çekim esnasında soğuktan gözlerim kan çanağına dönünce, bana göz damlasını verdi. Sette çok iyi bir gözlemci. Onunla aynı sette olmak büyük şans.

 

‘Yuvamdaki Düşman’da Alper karakterine hayat veren Hakan Dinçkol, “Biz ekranda, günlük hayatta milyonların karşısına çıkan, yaşanan olayları resmediyoruz. İnsanlar bu hikâyede kendilerinden bir parça buldular” diyor.

‘Ben yakışıklıyım demek hastalıklı bir durum’

Yakışıklı olmanın avantaj mı yoksa dezavantaj mı olduğunu düşünüyorsunuz?

Ülkemizde insanları tipe göre değerlendirip karakter yakıştırması yapılıyor. Halbuki kimin içinden ne çıkacağını kimse bilemez. Farklı karakterleri oynamayı çok istiyorum. Ekranda iyi görünmek önemli ama üstüne de koyabilmelisiniz. Tekrara düşmemek lazım. Halk dilinde salon erkeği deyimi var. Ondan yana hakkımı kullandım! Zaten insanın aynaya bakıp “Ben yakışıklıyım” demesi hastalıklı bir durum.

 Röportaj: Arif HÜR | HT Magazin 

X