Rüveyda Öksüz... Tıpkı isminin anlamı gibi zarif, ince ve nazik. Türkiye’nin tescilli güzellerinden. Güzelliği kadar başarılı oyunculuğu, duruşu ve düzenli yaşamıyla da takdir topluyor. Şimdi ‘Cesur Yürek’te idealist avukat Berrin Bayraktar karakteriyle karşımıza çıkmaya hazırlanıyor.

‘Cesur Yürek’ perşembe akşamı SHOW TV’de başlıyor. İzleyicileri nasıl bir dizi bekliyor?

İçinde aşk, dram ve bol aksiyon olan bir senaryomuz var. Farklı yollarda ilerleyen bir sürü insanın çatışmasını izleyeceğiz. Ben de bir avukatı canlandırıyorum. Hikâyenin hem siyasi hem de aşk kısmında yer alıyorum.

Senaryosu seyirciyi kendine hemen bağlayacak gibi görünüyor.

Çektiğimiz bütün sahnelerde farklı bir heyecan var. Her saniyesi izleyiciyi ekrana bağlayacak. Gözlerini kırpmadan izleyecekler.

Senin canlandırdığın avukat Berrin nasıl bir karakter?

Narin ama aynı zamanda o kadar erkeğin içinde duran bir kadın için fazla korkusuz. Babasız büyümesinin de bunda etkisi var. İnandığı yolda sonuna kadar savaşan, dikbaşlı bir biri. Gösterişten, süsten uzak bir kız. Hayattaki tek amacı adaleti sağlamak. İdealist bir avukat ve kararlı bir kişilik.

 

‘HİÇ ESTETİK YAPTIRMADIM’

Çocukken avukat olmayı hiç düşünmüş müydün?

Düşünmemiştim. Doktor olmayı hayal ediyordum. Branşım da çocuk ya da estetik bölümü olsun istiyordum. Yıllar geçtikçe yapamayacağımı anladım ve bu hayalimden vazgeçtim.

Peki neden estetik doktoru olmak istiyordun?

Daha sempatik geliyordu. Bir şeyi güzelleştirmek hoşuma gidiyordu.

Hiç estetik yaptırdın mı?

Yok yaptırmadım.

Yaptırmaya sıcak bakıyor musun?

Şu an gerekli görmüyorum ama yaşlandığımda ihtiyaç duyarsam neden olmasın? Bahsettiğim estetik ameliyat değil. Botoks ve göz altı dolgusu yaptırabilirim.

İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’nde okuyorsun. Nereden aklına geldi bu bölümü seçmek?

Farklı bir kültür sahibi olmak istedim. Bir de matematiğim ve fiziğim, yani fen bilgim hep çok iyiydi. Dolayısıyla bu branşı seçmek istedim.

Uzaya gitmek istiyor musun?

Tabii ki, ne güzel bir anı olur.

‘Hayalimi gerçekleştirdim’

Çocukken oyuncu olma hayalin hiç yok muydu?

Yoktu. Küçükken beni Azra Akın’a çok benzetirlerdi. Dünya güzeli seçildiğinde, “Ne kadar güzel bir duygu, birinci oldu, ülkemizi temsil etti. Ben de önce üniversite sınavını kazanacağım, sonra da yarışmaya gireceğim” dedim. Dediğimi yaptım ve birinci oldum. Hayalimi gerçekleştirdim. Bu benim için çok güzel bir anı olarak kaldı.

‘Yarışma araç değil amaçtı’

Güzelliğini ilk ne zaman fark etmiştin?

2 tane ablam var, evin en küçük kızıyım ve prenses gibi yetiştirildim. Hep “Ay ne kadar güzelsin, ay ne kadar tatlısın” dediler. Çevremdeki insanların da güzel sözleriyle cesaretlendim ve güzellik yarışmasına katılmaya karar verdim.

Birinci olmayı bekliyor muydun?

Kamp o kadar stresli bir ortam ki, 1 ay boyunca günde 12 saat çalışıyorsun. Koreografiler, fotoğraf ve video çekimleri... Başlarda çok umutluydum, kamp döneminin ortalarına doğru bir umutsuzluğa kapılıp “Galiba olmayacak” dedim. Hatta kamptan ayrılmak istedim. Fakat dereceye gireceğimi de tahmin ediyordum. Yarışma günü gelip çattı, ilk 4 açıklanmaya başladı, 4’üncü olmadığıma sevindim, 3’üncü olmayınca da mutlu oldum, 2’ncide de adım okunmayınca “Allah Allah arkada kim kaldı acaba?” dedim. Sonra birinci olarak adım açıklanınca dünyalar benim oldu.

Artık birçok genç kız güzellik yarışmalarına, sonrasında oyuncu ve sunucu olmak için katılıyor. Bu senin de aklından geçmiş miydi?

Yok, benim için güzellik yarışması bir araç değil amaçtı. En büyük hayalim dünyanın herhangi bir yerine gidip, ülkemi temsil etmekti. Sonra, “Bir oyunculuğunu görelim” dediler. Birden kendimi bu işin içinde buldum. Çok sevince de bırakmak istemedim ve böyle devam etmeye karar verdim.

‘Kalabalık aile çok güzel’

3 kız kardeşsiniz. Çocukluk yılları nasıl geçti?

Rümeysa ile aramızda 4 yaş fark var, diğer ablamla 14 yaş. Kendimi bilim bileli o başka bir evde yaşıyordu. Çocukluğumuz pek birlikte geçmedi ama şimdi hep beraberiz. Kalabalık bir ailenin ve kız kardeşlerinin olması çok güzel. Desteklerini hep hissediyorum.

Ablalarını kıskandığın oldu mu?

Hiç olmadı. Sadece en büyük ablamla diğer ablam birlikte bir şeyler yaptığı zaman “Beni niye aranıza
almıyorsunuz?” diye kıskanıyordum, o kadar. (Gülüyor)

‘Yüzüme pişik kremi sürüyorum’

Cildin çok güzel. Özel bir bakım uyguluyor musun?

Elma sirkesini, haftanın 2 günü suyla açıp gece yatmadan önce yüzüme tonik gibi sürüyorum. Hem
yüz rengimi hem de yüzümdeki lekeleri açıyor. Bir de bebeklerin pişik kremlerini bazı geceler yatarken yüzüme sürüyorum. Bal ve limondan yüz maskesi hazırlıyorum. Doğal şeyleri seviyorum. Kremler
alerji yaptığı için istesem de kullanamıyorum zaten.

‘Yemek yemeyi çok seviyorum’

Yemekle aran nasıl?

Yemek yemeyi çok seviyorum, her şeyi yerim. İpin ucunu kaçırdığım zaman “Dikkat edeyim” diyorum ama o zaman daha çok kilo almaya başlıyorum. İş temposuna girdiğim zaman kendiliğinden zayıflamaya ve kilo kaybetmeye başlıyorum.

Gayet formdasın.

Teşekkür ederim. Güzellik yarışması için kamptayken gece yatarken devamlı yoğurt ve elma yiyorduk. Gün içinde hep sebzeli yemeklerle besleniyorduk. Ekmek hayatımızda hiç yoktu. Kamptan çıktıktan sonra yüzüme makyaj yapmaya kıyamamıştım. Çok parlak ve canlı bir cildim vardı.

Sinema filminde oynamak istiyor musun?

Değişik ve güzel bir senaryo gelirse tabii ki oynamak isterim. Hayalimde aksiyonlu bir iş var. Sıra dışı, güçlü, savaşçı bir karaktere hayat vermek istiyorum. Rolüme çok iyi hazırlanıp bomba gibi bir sinema filminde yer almayı hedefliyorum.

 

‘Evlilik için çok erken’

Gökhan Keser’le evlilik kararı aldığınıza dair bir haber çıktı. Doğru mu?

Doğru değil. Ciddi bir ilişkimiz var ama evlilik için daha çok erken. Şu an çok mutluyuz. Acelemiz yok.

Instagram’da Gökhan’ın doğumgününde bir fotoğraf paylaştın ve “İyi ki doğdun sevgilim ve bir sürü ‘iyi ki’ler...” dedin. Nelerdi o ‘iyi ki’ler?

Karakter olarak Gökhan’ı kendime çok yakın hissediyorum, biz onunla aynıyız. İkimiz de sessiz ve sakiniz, gezmeyi sevmiyoruz. Evde oturalım, dışarı çıkmayalım durumundayız.

Seni en çok etkileyen özelliği ne?

Benim için en önemli özelliği iyi kalpli olması. Bir de mütevazı kişiliği...

‘Erkek arkadaşımın sevilip beğenilmesi hoşuma gidiyor’

Gökhan Keser’le birbirinize vakit ayırabiliyor musunuz?

Yoğun bir çekim temposu var. Ben ‘Cesur Yürek’e başladım, o ikinci sinema filminin çekimleri için İzmir’e gitti. Büyük bir özlem var şu an.

Gökhan’ın sesi çok güzel. Peki senin?

Hiç güzel değil ama şarkı söylemeyi çok severim. “Bana şarkı söylemeyi öğret” deyip duruyorum. (Kahkahalar) “Anı kalsın, söyleyeyim” demelik bile bir sesim yok.

Gökhan Keser’in çok kız hayranı var. Kıskanıyor musun?

Kıskanmıyorum, erkek arkadaşımın sevilip beğenilmesi hoşuma gidiyor. Gurur verici bir duygu. Onu tanıyıp da sevmeyen bir insana hiç rastlamadım.

O seni kıskanıyor mu?

İkimiz de çok rahat ve cool değiliz ama kıskanç da değiliz. Dengeyi kuruyoruz.